Kıbrıs, 1997’deki S-300 krizinden bu yana en önemli alımlarından biri olan İsrail Barak MX uçaksavar sistemlerini “gece karanlığında” gizlice teslim aldı. Bu hamle, yaklaşık 35.000 askerinin bulunduğu bölünmüş adada “tehlikeli sonuçlar” doğuracağından söz eden Türkiye’den uyarılara yol açtı.
Analistler ve Türk yetkililer, bu vakayı, Ankara’nın S-300’ler konusunda askeri harekat tehdidinde bulunduğu ve sonunda Girit’e nakledilen 1997-1998 gerginliğine benzetiyor. Ancak Forbes’un da belirttiği gibi, Barak MX vakası farklı: Füzeler zaten Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında ve bu da benzer yoğunlukta yeni bir krizin yaşanmasını çok zorlaştırıyor.
Barak MX sistemi, insansız hava araçlarından balistik füzelere kadar çeşitli tehditleri önleme kapasitesine sahip 150 kilometre menziliyle, Kıbrıs’ın sahip olduğu eski Rus Tor ve Buk sistemlerinden önemli ölçüde daha fazla kabiliyet sunuyor. Aynı zamanda, Yunanistan da S-300’ün yerini almayı ve İsrail ile birlikte çalışabilirliği artırmayı hedefleyerek bu sisteme ilgi gösteriyor. Slovakya da benzer satın alımlar yapıyor.
Türkiye ise kendi ulusal hava savunma programı olan “Çelik Kubbe”ye Siper sistemiyle yatırım yaparak Doğu Akdeniz’deki rekabeti artırıyor.
Forbes’un analizi, gerginliğe rağmen Kıbrıs’ın yeni alımının bölgedeki askeri dengeleri bozmayacağı ve 1990’ların sonundaki S-300 krizine benzer yeni bir krize yol açmayacağı sonucuna varıyor.
